-
1 adam
bilim adamı Wissenschaftler m;adam evlâdı Mensch mit guter Kinderstube;adam gibi ordentlich, anständig;adam almamak von Menschen wimmeln;adam beğenmemek sich (D) aus niemandem etwas machen;-i adam etmek jemanden gut ausbilden; etwas in Schuss bringen;adam gibi vernünftig, mit Hand und Fuß;adam olmak ein anständiger Mensch werden, fam sich machen;adamdan saymak ernst nehmen (-i jemanden) -
2 yanında
1) bei, neben\yanında durmak dabeistehenailesinin/babasının \yanında bei seiner Familie/seinem Vaterannemin \yanındaydım ich war bei meiner Mutteronun \yanında oturdum ich saß bei [o neben] ihmonun sağ/sol \yanında rechts/links daneben2) ( beraberinde olma) bei sich, mitbir şey \yanında olmak etw mithaben\yanında oturan adam der Mann, der neben ihm sitzt, sein Nebenmann\yanında oturduğu adam der Mann, bei dem er wohnt\yanında taşımak bei sich tragen -
3 geri
geri wieder; zurück, zurück-, Rück-; rückwärts; fig rückständig; veraltet; Raum m hinter z.B. dem Haus; hintere(r) Teil; Hinter-; (das) Übrige; Steiß m, Bürzel m der Vögel; fig Folge f, Ausgang m einer Sache;geri adam rückständige(r) Mensch; Reaktionär m;-i geri almak zurücknehmen (a Wort); Befehl, Truppen zurückziehen; Auto zurückfahren, zurücknehmen; Botschafter zurückberufen; Stadt zurückerobern; Uhr zurückstellen;geri basmak Rückwärtsgang einschalten; rückwärts zurückgehen;geri çağırma Rückberufung f;geri çekilmek sich zurückziehen; sich heraushalten (-den aus D);geri çevirme Absage f; Ablehnung f einer Bitte;-i geri çevirmek zurückschicken; fig zurückweisen, ablehnen;geriye dön! MIL kehrt!;geri dönmek sich umwenden; zurückkehren;geri durmak sich heraushalten (-den aus D); sich scheuen (- mekten zu …);geri geri çekilmek sich rückwärts entfernen, zurückgehen;geri göndermek zurückschicken;geri hizmet MIL Versorgungsdienst m;geri kafalı rückständig; reaktionär;geri kalmamak nicht zurückbleiben (-den hinter D); nicht versäumen, zu …;geri kalmış zurückgeblieben, rückständig;geri kalmışlık Rückständigkeit f;geri ko(y)mamak (es) nicht versäumen (zu …), alles daransetzen;geri ödemek zurückzahlen;geri olmak fig auf einem Gebiet nicht ganz zu Hause sein;geri planda hinten, im Hintergrund (a fig);geri satın alma hakkı Rückkaufsrecht n;geri(ye) tepme Rückstoß m der Waffe;-i geri vermek zurückgeben (A);geri vites Auto Rückwärtsgang m;geri yol Rückweg m;geri zekâlı fam geistig zurückgeblieben;şimdiden geri von nun an; postp -in gerisinde hinter (D);-in gerisinden hinter … (D) hervor;-in gerisine hinter (A) -
4 kilit
fig kilit adam Schlüsselperson f;kilit altında unter Verschluss;kilit dili Riegel m (am Schloss);kilit gibi olmak unzertrennlich sein;kilit noktası (oder yeri) Schlüsselposition f -
5 aynı
1) selbe(r, s), derselbe, dieselbe, dasselbe\aynı adam/ev/kapı derselbe Mann/dasselbe Haus/dieselbe Tür\aynı evde im selben Hausbiriyle \aynı görüşte olmak mit jdm derselben Ansicht sein\aynı günün akşamı am selben Abend\aynı kapıya çıkmak ( fig) auf dasselbe hinauslaufen [o herauskommen], aufs [o auf das] Gleiche hinauslaufenbu kalem seninkinin \aynıdır dieser Stift ist der gleiche wie deiner3) gleich\aynı boyda/hızda gleich groß/schnell\aynı düzeyde auf gleicher Ebene\aynı yolun yolcusu Schicksalsgefährte, -gefährtin m, fbenimle \aynı boyda er ist ebenso groß wie ichbiz \aynı yaştayız wir sind gleich alt -
6 yaş
1. Alter nt\yaşı ilerlemiş olmak im fortgeschrittenen Alter sein\yaşını ( başını) almış bir adam ein bejahrter Mannbiz aynı \yaştayız wir sind gleich altileri \yaş hohes Alterkaç \yaşındasın? wie alt bist du?o senin \yaşındadır er ist in deinem Alterüç \yaşında im Alter von drei Jahren2., Träne f\yaş akıtmak/dökmek Tränen vergießenbirinin gözlerinden \yaş getirmek jdm Tränen entlocken\yaşını içine akıtmak innerlich weinen\yaşlara boğulmak in Tränen aufgelöst sein2) (sl) ( kötü) schlecht
См. также в других словарях:
adam olmak — 1) gelişmek, büyümek 2) iyi yetişmek, iyi bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
adam — is., Ar. ādem 1) İnsan 2) Erkek kişi, kadın karşıtı İyi bir adam isterse, babası da verirse, varacak. M. Ş. Esendal 3) Birinin yanında ve işinde bulunan kimse Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. K. Tahir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
adam almamak — (bir yer) son derece kalabalık olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
adam içine karışmak — değerli bir topluluğa girmek, kendisine değer verilir olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
altın yürekli olmak — çok iyi niyetli, merhametli olmak O kadar fazla altın yürekli olacağına bir parça daha zarif ve cazibeli bir adam olsaydı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreğine dert olmak — başkasının herhangi bir davranışı, sonradan kendisi için sürekli bir üzüntü kaynağı olmak Zavallı adam, son nefesinde bir ekmek kadayıfı istediydi; alıp yediremedim. O, yüreğime dert oluyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
başına bela olmak (veya kesilmek) — sıkıntı vermek, tedirgin etmek, musallat olmak Bütün ev halkının başına bela kesildiği bu adam evlenmesine en çok itiraz eden büyük oğlunu kapı dışarı etmiştir. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir sıkımlık canı olmak — çok cılız ve güçsüz olmak Bir sıkımlık canın var. Bu boyla bir de adam korkutmaya kalkarsın ha diye ensesine iki tokat attım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü kapalı olmak — çevresinde olup bitenin farkına varmamak, ilgisiz kalmak Ali Rıza Bey, pek gözü kapalı bir adam değildi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
maksat hasıl olmak — amaca ulaşılmak, amaç gerçekleşmek İmzanın arkasına saklanan adam dost, düşman her kim olursa olsun maksat hasıl olmuştu. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yok olmak — ortadan kalkmak, kaybolmak, varlığı sona ermek İttihat ve Terakki nin yok olduğu bir günde ben İttihatçı yım diyen bu adam, onun var olduğu günlerde, kötülüklerine bütün gücü ile karşı koyan adamdı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük